• Nisan 18, 2024

JOSÉ MARİA DE HEREDİA

BySemih Hasançebi

Oca 28, 2021


(22 Kasım 1842-3 Ekim 1905) Kübalı Parnasçı şair.

Küba asıllı Fransız şair. Parnasçı şiir akımının başlıca temsilcilerindendir.
22 Kasım 1842’de Küba’da, La Fortuna’da doğdu, 2 Ekim 1905’te Fransa’da, Château de Bourdonne’de öldü. Babası kahve çiftliği sahibi varlıklı bir İspanyol, annesi ise Fransız’dı. Öğrenimini Paris yakınlarında Senlis’de gördü. Bir süre Küba’da kaldıktan sonra gene Paris’e dönerek Ecole des Chartes’ta öğrenimine devam etti. Şiirlerini, Parnas şiir akımının gelişmesinde önemli bir rol oynayan Pamasse Contemporain adlı dergide yayımladı. 1894’te Fransız Akademisi üyeliğine seçildi. 1901’de Paris’teki Bibliotheque de PArsenal’ın kütüphanecisi oldu.
Heredia, Leconte de Lisle (1818-1894) ile birlikte, 1860’larda Fransa’da gelişen Parnasçı şiir akımı içinde yer alır. Romantizm’e tepki olarak gelişen bu akım, şiiri öznellikten uzaklaştırarak nesnel bir temele oturtmayı denemiş ve biçimsel yetkinliğe dayanan arı bir şiir yaratmayı hedeflemiştir. Parnasçı şairler salt güzele ulaşma isteğiyle dili ince ince işlemişlerdir. Romantik şiirdeki doğa tutkusu, Parnas şiirinde yerini Eski Yunan ve Roma gibi uygarlıklara duyulan ilgiye bırakmıştır. İlk kez Fransız şair ve yazar Theophile Gautier tarafından geliştirilen “sanat için sanat” ilkesi, bu akım tarafından yaygınlaştırılmıştır.
Heredia 1893’te yayımlanan Les trophees (“Ganimetler”) adlı şiir kitabında bir araya getirdiği 118 sonesinde Eski Yunan ve Roma ile Rönesans dönemlerine ait temaları ele alır. Dili ustalıkla işler, titizlikle seçilmiş sözcüklere ve zor uyaklara yer verir. Les conquerants de l’or (“Altına Hücum”) adlı bitiremediği bir de destanı vardır.
• YAPITLAR (başlıca): Şiir: Les trophees, 1893, (“Ganimetler”). Öykü: La monja Algerez, 1894, (“Rahibe Al-ğerez”).
(Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi)
*
*
FATİHLER
Yuvalarından uçmuş bir sürü şahindiler;
Usanmışlardı mağrur fukaralıklarından.
Pallos de Moguer’den avare, asker, kaptan,
Çılgınca bir hayale doğru sürüklendiler.

Masaldaki madeni bulmak içindi sefer;
Sipangoo’nun varılmaz topraklarında yatan,
Geçerken garbın esrar dolu kıyılarından
Alize rüzgarında eğrilirdi serenler.

Ve her akşam bir destan sabahı umarlardı.
Medar denizlerinin fosforlu mavisinden,
Rüyaları altından seraplarla dolardı.

Beyaz kadırgaların sarkıp ilerisinden,
Seyre koyulurlardı denizlerin içini;
Yıldızların bir meçhul göğe yükselişini.

Jose-Maria de Heredia
Çeviri : S. Eyüboğlu – Orhan Veli
*
*
SONE
Eskiden niceleri Bourgueil bahçelerinde,
Adlarını kazdılar ağaçlara sevdiklerinin
Niceleri, yaldızında, yüce tavanlı Louvre’un,
Burunları havada gülüp eğlendiler delice.
N’oldu peki? Şimdi kim biliyor onları, kimse;
Hepsi göçüp gittiler ardısıra birbirinin.
Adlarını bilen yok bakın bugün hiç birinin
Bunlar da yaşadı bir zaman demiyor hiç kimse.
Her şey bu hesap. Marie, Cassandre, siz Helena
Eriyip giderdi o canım tenleriniz toprakta,
— Bir günlüktür saltanatı zambakların, güllerin
Gelip Ronsard, Seine’de ya da sarı Loire’da,
Ölümsüz etmeseydi sizi bu dünyada, acaba
Kim ederdi lâfını sizin de yaşadığınızın.
Jose Maria de Heredia
Çeviri: İlhan Berk

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.